her ne kadar gülüp geçtiğimiz bir geyik olsa da ne yazık ki son derece gerçek olan meseledir. mevzu hangi oyuna işaret edildiği. sen tutup da
2006 yılında denizli'de başlayan allah fenerbahçe gerginliği'ni amerika'ya bağlarsan adama gülerler.
ancak doğru noktalara temas edilirse bu işin ne kadar sinsi ve korkunç olduğu ister istemez idrak edilir. vakti zamanında deştiğim bir konu olduğu için oradan örnek vereyim; bir ara bu ülkede bazı ağaçlandırma çalışmaları yapıldı, hâlâ yapılıyor, yarın yine yapılacak. -bilerek ya da bilmeyerek- genellikle belediyeler hallediyor bu işi.
tesadüf bu ya nedense polen üretimi yüksek ağaçlar tercih ediliyor, kamunun en çok aktif olduğu noktalara mevzileniyor. parklar, okul bahçeleri, toplu taşıma duraklarının yakınları... ve yine ne hikmetse alerji ve dahası solunum rahatsızlığının tedavisi için üretilen ilaçların satışı konusunda amerikalı şirketlerin hatırı sayılır bir ağırlığı var. piyasayı gasp etmiş adamlar.
ağaçlandırma çalışmalarında neden polen üretimi yüksek ağaçlar kullanıyor diye soran kimse olmadığı için, milyonlarca insan kıytırık ama lanet birkaç şikayet yüzünden her yıl bilmem ne kadarlık bütçe ayırmak zorunda kalıyor bunlara. ne güzel istanbul be.
not: bizim sülale komple komplo teorisyeni...